Popüler Yayınlar

29 Mart 2017 Çarşamba

Assassin's Creed




Oyuncular:
Michael Fassbender - Cal Lynch / Aguilar
Jeremy İrons - Rikkin

Film, beklediğimden daha iyiydi. Zaten önceki yazılarımda da bahsetmiştim kan gövdeyi götüren filmler beni daha da izlerken zevk veriyor. Bu filmde de vardı. Aslında kan gövdeyi derken öyle sular seller gibi kan akma meselesi değil. Yani demek istediğim dövüş olsun ölüm olsun şiddet vs. kastetmem istediğim bu. Filmin kurgusu da çok iyiydi. Kişilerin iyi mi kötü mü olduğunu tam anlayamıyorsunuz bir de.
Filmin içeriğinden bahsetmek gerekirse şöyle anlatayım.
Film ilk başlarda eski ispanya döneminde geçiyor. Yani aşşa yukarı 400 sene filan. Filmde bir tarikat gibi bir şey var. Bunlar suikastçılar. Tapınakçılarla uğraşıyorlar. O zamanın kralını filan öldürüyorlar. Daha sonra elma gibi bir şeyi ele geçiriyorlar. Bu elma çok değerli bir elma.  Zaten film de bu elmayı bulmak için yapılan şeyleri anlatıyor. Ve kralı ölen adamın soyundan gelen bir çocuk ortaya çıkıyor ilerleyen dakikalarda. Bu çocuğun babası annesini öldürüyor. Daha sonra da eve birileri geliyor. Babası da çocuğa kaç diye bağırıyor. Çocuk son sürat oradan uzaklaşıyor.
İlerleyen sahnelerde çocuk yetişkin biri olmuş oluyor. Hapisteyken fermanı veriliyor ve elektrikli sandalye ile idam ediliyor. Ama doktor bunu öldürmüyor. Doktor da tapınakçı birinin kızı Adı Sofia. Hani daha önce bahsetmiştim ya tapınakçılardan. Hah işte o. Sofia bu adamı bir yere götürüyor. Üzerine çeşitli aparatlar takarak onun dna sından geçmişine yani daha doğrusu soyunun geçmişine kralı öldüren atasına ulaşmaya çalışıyor. Ve boşa da değil. Ulaşıyor da. Adamın (Cal Lynch) ensesine bir iğne batırıyorlar, demirden bir alete adamı takıp bir şekilde transa geçtiriyorlar. Adam atasının yerinde kendini görüyor. Onun yaptığı şeyleri yapıyor. Savaşıyor, zıplıyor, düşüyor, yuvarlanıyor. Bunları doktor ve ekibi de görüyor. Olay da hani elma varya onu nereye sakladığını bulmak. Olaylar bu şekilde devam ediyor.
En sonunda Cal'ın atasının elmayı nereye sakladığını buluyor daha doğrusu ekrandan görüyorlar.
Kız babasına diyor ve babası da o elmayı alıyor. Bu esnada da araştırmanın yapıldığı laboratuvarda da aynı teknikle diğer insanlar üzerinde de deneyle yapılıyor. Bu insanlar adamın elmanın yerini söylemesini istemiyorlar. Çünkü elmaya sahip olan kişi çok şeyi değiştirebileceğinin farkındalar. Bu yüzden de bir isyan çıkartıyorlar. Ama çok geç. Sofia babasıyla(Rikkin) birlikte helikoptere binip gidiyor. Daha sonra babası elmayı buluyor ve locası tarafından bir törende onurlandırılıyor. Bu sırada süikastçimiz de hatasının ve yaptıklarının farkına varıyor ve süikast elbiselerini giyerek onur gecesine gidiyor. Sofia'nın babası(Rikkin) tam teşekkür konuşması ederken de ona süikast düzenliyor.

Film bu şekilde bir senaryo ile yazılmış. Ben genel hatlarıyla anlatmaya çalıştım. Aslında çoğu kilit noktayı da anlattığımdan izlemeden bunu okuyanlar biraz kızıyor olabilir ama ben bu işten ticari bir gelir elde etmiyorum. Sadece ödev amacıyla yazıyorum. Sonuçta ben sinema eğitimi de almadım sinema bloggerligi geçmişim de yok. Yazacak bir şey bulamadığımdan kâğıt dolsun diye filmi anlatıyorum. Umarım samimiyetimi anlarsınız. Buraya kadar okuduğunuz için de teşekkür ederim. Son bir hatırlatma. Filmi izlemeden bloğumu okumayın hevesiniz kaçmasın J

Fragman:

28 Mart 2017 Salı

Jab Tak Hai Jaan



Oyuncular : 
Shahrukh Khan > Samar Anand
Katrina Kaif > Meera Thapar
Anushka  Sharma > Akira Rai


Samar Anand annesi tarafından Hindistan’daki iç savaştan uzaklaştırılarak İngiltere’ye gönderilmiştir.
İngiltere’de kendi başına çalışmakta ve eğitimine devam etmektedir.
Birçok farklı part time işte çalışarak hayatını idame etmektedir.
Bir gün kilisenin bahçesindeki karları temizlerken kilisenin kapısına çok lüks bir araba yanaşır. Arabanın içinden pembe elbiseleriyle karlar üzerinde arabadan kiliseye koşan prenses gibi bir kız görür. Samar da peşinden gizlice kiliseye girer ve kızın ne konuştuğunu dinler.
Kız babasına karşı gelmekte zorluk çekmektedir. Babasının istediği ama kendisinin istemediği bir adamla evlenme ile karşı karşıyadır. Hâlbuki babasına söylese kızını kırmaz ve bu evlilik isteğinden vazgeçer ama kız bir türlü cesaret edip de anlatamaz.
Samar olayları güzelce dinler. Daha sonra yine başka bir işte organizasyonda garson olarak çalışmaktayken kilisede gördüğü kızı görür. Anons eden kişi Meera ‘nın ve damadın adını anons eder. Meera istemediği kişi ile nikahlanmaktadır. Daha sonra Samar çöpleri çıkartmak için dışarı çıktığında kızı dışarıda görür. Çok kısa bir sohbet ederler. Samar kıza istemediğin bir kişiyle niye evlenmeyi düşünüyorsun diyerek ona akıl vermeye çalışır.
İlerleyen günlerde Samar yine para kazanmak için sokakta kendi çapında müzik yapmaktadır. O sırada Meera da oradan geçmektedir. Meera, Samar’a bir teklifte bulunur. Ona punjabice şarkı öğretmesi karşılığında para vereceğini söyler. Samar parayı kabul etmez. En sonunda şöyle bir anlaşmaya varırlar. Samar şarkıyı öğretecek, Meera da Samar’ın diksiyonunu düzelterek tam bir İngiliz beyefendisi gibi konuşmasını sağlayacaktır.
Bir süre sonra Samar, Meera’ya aşık olur ve aşkını itiraf eder. Meera da aşık olmaya başlamıştır. Beraber Meera’nın annesinin yanına giderler. Dönüşte Samar Meera’yı bıraktıktan hemen sonra trafik kazası geçirir. Meera da onun iyileşmesi karşılığında bir daha onunla görüşmeyeceği konusunda tanrıya yemin eder.
Samar olaylardan habersizdir. Meera gelir ve ayrılmak zorundayız, tanrıya yemin ettim der. Samar bu olaya çok sinirlenir. Bütün parasını oda arkadaşına vererek İngiltere’yi terkeder Hindistan’a gider ve asker olur. Görevi bomba imha uzmanlığıdır.
Samar Hindistan’dayken gölün kenarında tek başına kamp yapmaktadır. Maceraperest bir kız olan Akira da Discovery Channel kanalına girmeyi ve İngiltere’ye gitmeyi hayal etmektedir. Hindistan’daki arkadaşlarıyla birlikte girdikleri iddia sonucu kendini buz gibi göle bırakır. Ne olduysa şoka girer ve boğulmak üzere kalır. O esnada Samar da olayları izlemektedir. Daha sonra Samar göle girerek Akira’yı kurtarır. Üşümesin diye ceketini vererek oradan uzaklaşır. Akira akşam evine döndüğünde ceketin cebinde bir günlük bulur. İçini biraz karıştırdığında Samar’ın hikayesinden çok etkilenir. Ertesi gün günlüğü vermeye gittiğinde bu olaylar gerçek mi diye sorar. Fakat Samar’dan net bir cevap alamaz ve ona karşı daha çok merak beslemeye başlar.
Akira bir şekilde izinleri halleder ve belgesel çekme bahanesiyle Samar’ın bulunduğu birliğe gider. İlk başlarda biraz tatsızlıklar yaşasalar da sonrasında anlaşırlar. Akira kaydettiği belgeseli İngiltere’ye götürerek oradaki kanalın üst yönetimindeki yöneticilere izlettirir. Fakat şöyle bir sorun vardır. Samar İngiltere’ye gelecek ve olayın gerçek olduğunu kurgu olmadığını kanıtlayacaktır.
Akira bunu Samara söylediğinde ret cevabını alır. Daha sonra Samar Akira’nın üzülmesine dayanamaz ve İngiltere’ye gider. Tam Akira ile buluşacaklarken Samar bir trafik kazası daha geçirir.
Bu sefer Samar hafızasının son yıllarını kaybetmiştir. En son hatırladıkları Meera ile sevgili olduğu zamandır. Sürekli hastanede Meera ismini sayıklar. Akira da daha fazla dayanamaz ve Meera’nın yanına giderek olayları anlatır. Meera kazayı duyunca çok üzülür. Hastaneye gelir. Doktorlar durumun sürekli olmadığını, geçici bir hafıza kaybı olduğunu söylerler. Meera da durumu çaktırmaz ve sanki Samar ile hiç ayrılmamışlar hatta evlenmişler gibi rol yapar. Samar olaylardan habersiz evcilik oyunları oynarken Meera da üzüntü yaşamaktadır.
Daha sonra Samar bir yere gitmek için tren istasyonuna gider. Tam o esnada bir siren sesi duyulur. Trenin birine zaman ayarlı bomba konmuştur. Samar siren sesini duyunca zihni gerçekleri tetikler ve gider bombayı etkisiz hale getirir. Artık hafızası yerine gelmiştir. Gidip Meera’dan hesap sorar. Niçin beni terk ettin, niye evcilik oyunu oynuyorsun diye bağırır. Meera da tanrıya söz verdiğini ifade eder. Samar da madem benden ayrıyken tanrı beni koruyacak ve bana bir şey olmayaca. Öyleyse şimdiden sonra ben ölüme koşacağım. Taa ki sen sözünden dönüp bana dönene kadar der ve tekrar Hindistan’a döner.
Meera olayların zor hakkından gelir. Uzun uzadıya düşünür ve Hindistan’a gitmeye karar verir. Samar yine bir bomba imha anındadır. Tam o esnada Meera’nın geldiğini ve kendisini izlediğini görür. İşini bitirdikten sonra Meera’nın yanına gider ve neden geldiğini sorar. Meera da sözünden döndüğünü ne olacaksa olsun der. Samar da bakırdan bir yüzük yapar ve Meera’nın parmağına geçirir. Tam o esnada arkadan bir asker seslenir ve bir bombanın daha olduğunu söyler. Samar da ölüm bizi ayırıncaya kadar der ve bombayı imha etmeye gider.
Film, sayı bakımından en fazla izlediklerimin arasında bir yapım. Neredeyse 6-7 defa izlemişimdir. Hikayesi çok güzel, içinde geçen şarkılar çok güzel, oyuncular çok yeteneklidir. Zaten filmin yönetmeni de tanınmış bir kişidir. Ne diyebilirim ki izlemediyseniz kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.


Fragman:


18 Mart 2017 Cumartesi

Logan




Oyuncular :
Hugh Jackman - Logan
Patrick Stewart - Charles (Profesör X)
Dafne Keen - Laura
Boyd Holbrook - Pierce



Bu filme fragmanından etkilenerek gittim ve iyi ki de gittim diyorum. Çünkü filmin her saniyesinde heyecanım en üst seviyedeydi. Zaten yapım geregi vurdulu kırdılı filmlerden hoşlanan biriyim. Film de bu duyguyu bana fazlasıyla verdi. Filmde Logan karakterini oynayan Hugh Jackman olaya kendini o kadar kaptırmış ki oynadıgı karakter ile kendini bir yapmış. Hani derler ya cuk oturmuş diye işte aynen öyle.

Film konu bakımından hem heyecan verici hem de duygusal olarak da sonunda hüzün verici. En son sahnesinde Logan'ın ölmesi beni biraz üzdü. Neyse ben duygularımı bırakayım da izlediklerimi sizlere anlatayım.

Filmin ilk başlarında Logan kendini baya bi salmış saç sakal birbirine karışmış bir halde görüyoruz. Altında Chrysler marka limuzini ile günlük şoförlük işlerini yürütüyor. Aslında çalışmasınının amacı da Profesör X ve Caliban'la birlikte bir tekne alıp uzaklaşmak istiyorlar. Burada benim kafama takılan ise Logan'ın nasıl o hallere düşmesi ve neden kaçmak istemesi. Bu konu hakında izleyicilere hiçbir ipucu vermiyorlar. Neyse anlatmaya devam edeyim. Logan yine bir işteyken bir kadın bunu çagırıyor sen Wolverine'sin filan diyor. Logan ise hayır ben o kişi degilim diyerek uzaklaşmaya çalışıyor. Daha sonra bunun yine bir işi çıkıyor. Gittigi yerde mezarlıkta karşılaştıgı kadınla denk geliyor. Alında Logan'ın o kadın tutmak istiyor. Neyse bunun yanında küçük bir kız var. O kız da filmin ortalarında Logan'ın kızı çıkıyor. Logan ise o kızı bir türlü kabullenmek istemiyor. Kız ise aşırı hırçın olmasına ragmen bir o kadar da sessiz. Hatta Logan onu dilsiz sanıyor. Neyse Pierce de bu kız ile onun arkadaşlarını yakalayıp yok etmek istiyor. Çünkü o kızlar istedikleri gibi bir asker olmuyorlar. Film aslında bir nevi de kaçış üzerine. Bir de küçücük kızın arabayı sürmesi çok dikkatimi çekti ama bilim kurgu oldugu için bu konuyu fazla dikkate almadım. Filmin ilerleyen dakikalarında bir şekilde küçük kız, arkadaşlarına ulaşıyor. Logan ise bitik vaziyette. Profesör X ile Calibar ölmüş, Logan agır yaralı. Üç gün yatagından kalkamıyor. Çocuklar bunu güzelce bakıyorlar ve iyileştiriyorlar. Bu uyurken sakallarını da eski Wolverine gibi yapıyorlar ve işte diyorum. Wolverine bu. Ne o öyle sakalları kırlaşmış uzamış bir halde. Wolverine'nin de bir karizması var sonuçta. Filmin son sahnelerinde ise Çocuklar sınırı geçip gitmek için yola çıkıyorlar. Logan da kendine gelip baktıgında dronlar ile çocukları takip ettiklerini görüyor ve bir koşu peşlerinden gidiyor. Orada paralı askerleri ellerinden çıkan bıçaklar ile çatur çutur kesiyor. Filmin nirvanası o işte. Önüne çıkanı deşiyor. En sonunda ise agır yaralanıyor ve ölüyor. Hayır bir filmin başrol oyuncusu niye ölür ki bizler alışmadık böyle şeylere, Bizler hep mutlu sonla biten masallarla, filmlerle büyüdük. Bu ne şimdi diyorum içimden. Oldu mu Logan ? 

Film çok daha fazlasını da veriyor da zaten baya kopya verdim. Filme gidin arkadalar. Düşük prodüksiyonlu filmlere gidip odun gibi bakacagınıza gidin bakın da elin oglu neler yapıyor. Biz daha dogru dürüst aksiyon filmleri yapamazken millet seri bagladı. 
En azından yeni yetişen gençlerimiz büyüklerinin yolundan gidip de aşk üçgenleri arasında sıkışıp kalmasınlar. Kendilerini geliştirsinler.
Şimdilik diyeceklerim bu kadar. Ama nasihat niteliginde yazdıklarımı da kulak ardı etmeyin.

Filmin Fragmanı :

13 Mart 2017 Pazartesi

Autobahn



 

Oyuncular:

Nicholas Hoult
Felicity Jones
Anthony Hopkins
Ben Kingsley
Marwan Kenzari
Aleksandar Jovanovic
Christian Rubeck
Erdal Yıldız


Casey (Nicholas Hoult) , Amerikanın en iyi araba hırsızıdır. Fakat yaptıgı işi bırakmıştır. Mafya (Anthony Hopkins), Juliette'yi (Felicity Jones) kaçırarak Casey'i ellerine düşürmeyi hedeflemektedirler.Zaten oyuncu kadrosu bakımından da bir yıldızlar geçidi olan filmi izlemenizi tavsiye ederim. Spor arabalardan, aksiyondan ve hızdan hoşlanan sizler bu filme bayılacaksınız.

Filmin Fragmanı :